Yıllar geçtikçe, kadın ve erkek evli olmanın, bayat bir ekmek gibi olduğunu, birlikteliğin, ancak buzdolabına konularak daha uzun bir süre sorunsuz sürdürülebileceğini öğrenmiştir. Bu bir çocuğun emeklemeyi öğrenmesi ya da uçmasını annesinden görerek öğrenmesi gerektiğini bildiği gibi, hissedilebilecek bir yetenektir. Yaramaz hayat, oyununu oynamış, kurbanlarını ilkel kurallar çerçevesinde sıkıştırmış, gitmeleri gereken yola koymuştur. Bundan sonra olanlar, sıradan, hepinizin bildiği şeylerdir.
Hayatlar, boncuk gibi dizilirler birbiri ardına. Çoğu zaman, birbirini taklitten öteye gidemezler. Sürekli Paris’e ya da İtalya’ya gitmek isteyen insanlar topluluğu gibi.
Size özgü olmak, mutluluğun kendisidir. Siz farkında olmasanız da Julıa Roberts’ın parfümünü kullanıp, Brad Pitt gözlüklerinden takıyor olmalısınız. Reklamların stratejileri, size o ürünü tanıtmaktan öteye geçiyor. Ve bilinçaltından o ürünleri kullananların, ürünü sunan insanlar gibi olacağını taahhüt ediyor.
Müzikle az buçuk ilgisi olan bir insan, iki sanatçının, aynı besteyi, aynı notaları farklı çaldığını bilir. Çünkü sanatçının kendine has bir tarzı vardır.
Size ait bir hayat istiyorsanız kendi tarzınızla yaşayın. Ancak bu sayede az kullanılmış bir geleceğiniz olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder