Geliyordu mavi gözlü.
Yükü omuzlarını aşmış,
Düşmemek için birbirinin üzerine tutunmuş sıkıntılardan
oluşturduğu bir pelerin vardı arkasında.
Uzun bir yolculuğun ardından baktığında, geride yapılmış çok
şey olduğunu gördü. İçi yine de rahat değildi.
Kendisinden sonraki nesillerin, kendi ağzından, ne
mücadelelerden sonra Cumhuriyet denen sihre kavuştuğunu yazmalıydı.
Belgeleriyle, ta ki Samsun’a çıkışından Cumhuriyet İnkılaplar’ına kadar.
Öyle bir dille yazmalıydı ki, kullandığı kelimeler,
virgüller yanlış anlaşılmasın, açık ve şeffaf olsun ki Türk genci nasıl
konuşacağını, nasıl yazacağını da anlayabilsin.
Birinci ağızdan olsun ki kulaktan kulağa giderken başka
anlamlara çevrilmesin.
Hatta öyle bir hal alsın ki, bir bağımsızlık rehberi olsun.
Öyle bir eser olsun ki bizzat gerçekleştiren ve yazanı bir
olsun.
Adı da NUTUK olsun.
Sonra bir de bunun özeti olsun, sürekli karşımızda olsun,
bizi motive etsin,
O da GENÇLİĞE HİTABE olsun.
14.11.2018