Çalış ya da çalışma ..
Bu kişisel bir tercih
aslında, ama nereye kadar ?
İşte tam da bu sırada
televizyonda Iğdır’da doğmuş ve imkansızlıklar sebebiyle ailesiyle İstanbul’a
taşınmış bir çocuk geliyor ekrana.
Bu çocuk yine
imkansızlıklar yüzünden 13 yaşında ilkokula başlamak durumunda kalıyor.
Okula başlamasının bile
imkansız olduğu, ailesiyle beraber bir tekstil fabrikasında çalışmaya başlıyor.
Tekrar o tekstil
fabrikasına dönmek zorunda kalmamak için var gücüyle ders çalışmaya başlıyor.
Çünkü tek çıkış yolunun bu aydınlık kapı olduğunun farkında.
Uzun ve yorucu bir “kısa”
ömrün ardından Amerika’da tıp öğrenimi kadar zorlu bir eğitimin hakkından
geldiği gibi Harvard gibi ünlü bir okuldan beraber çalışma teklifi alıyor. Çünkü
özellikle yabancı uyrukluların Amerika’da tıp eğitim alması kelimenin tam
anlamıyla zor.
Hayalini
gerçekleştirdiğinin farkında olarak hayatına devam etmeye kararlı.
Aynı zamanda kendi ile
birlikte kız kardeşinin de Amerika’da hukuk eğitimi alması için girişimlerde
bulunuyor ve bunu başarıyor.
Karşılaştığımız,
yaşadığımız bu dünyadaki, tonlarca olumsuzluk ve şikayet ettiğimiz yüzlerce
haksızlık, bu bahsettiğimiz hikayeye uğramamış gibi görünebilir. Ama bu sizi
yanıltmaktan ve gereksiz yere bahane üretmekten öteye geçemez.
Üretmenin ötesine
geçmek, başarılara imza atmak, dolu dolu yaşamak farklı anlamlandırılabilir.
Ellerinde kokteyler,
insanlarla dolu bir havuzun içinde çekilen on saniyelik videolar da olabilir.
Kimselerin bilmediği,
bir gün Nobel ile geri dönen bir haber de olabilir.
En başta söylediğim
gibi; çalış ya da çalışma bu senin tercihin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder