Sizi, elinize bir kalem ve kağıt almaya davet ediyorum. Ama tamir edilecekler, eve alınacaklar, çocuğun okulu için ödenecek taksitler, ya da unutmamanız gereken önemli günler için değil. Ütopyanızı yazmanız için. Evet hala, aksini iddia eden hipotezler öne sürülse de, yaşadığınız sadece bir ömür var. Bu hayatta yapmayı, en çok istediğiniz bir şeyi yazmanızı istiyorum. En üste büyük harflerle, bunu yazdıktan sonra, altına da bu ütopyayı, gerçekleştirmek için, yapmanız gereken şeyleri sırasıyla maddeleştirin. Devamına, sizin, bunlardan, hangilerini, yapabileceklerinizi, -öyle ya aranızda bu ütopyayı, çok uçuk kaçık tercih etmiş olanlar olacaktır eminim-seçin. Buraya kadar gelebildiyseniz, öncelikle sizi, tebrik ederim. Çünkü, halihazırda, şişeden çıkan cine bile, bir hayal söyleyemeyecek kadar, robotlaşmış hayatlar yaşayan, insanlar var, aramızda. Ya da, o kadar çok hayalim var ki, deyip kararsızlıktan, kalem elinizde, bir sağa bir sola sallanmaya başladıysa, o zaman, bir başka kağıt alın. Önce, bu hayatı yaşamakla, kimlere faydanız olduğunu yazın. Bunların içinde siz var mısınız ? Bir çizgi çekin yaprağa, boydan boya, bunun ömrünüz olduğunu hayal edin. Ve yaşınızın olduğu yere, bir çizik atın. Geçmişten satın alamayacağınıza, geriye de dönemeyeceğinize göre, geleceğe sığacak kadar, elle tutulur yapılacak emeklilikten başka! ne kaldı elinizde. İşte geri kalan, o son gün ile yaşınızın olduğu yere kadar çizdiğiniz çizik ile arasındaki mesafe, gördüğünüz kadar kısa aslında. Şayet onun içini geçmişe bakmadan, yaratılacak bir hayatı yaşamayarak doldurmayı arzu ediyorsanız, bir an evvel hayatı başkalarının istediği gibi değil, kendi istediğiniz gibi tasarlamayı deneyin.
Nasrettin Hoca ‘nın dediği gibi;
Bir gün Hoca’nın evine
hırsız girer. Hoca. eve gelen komşuların; keşke anahtarını değiştirseydin,
keşke kıymetli eşyalarını da yanına alsaydın….. gibi eleştirilerini dinledikten sonra, yahu bu hırsızın hiç mi suçu yok der.
Sorgulamak adına, yapabileceğiniz
her şey, aslında, ütopyanızı gerçekleştirebilmeniz için, bir basamaktır.
Yaşamak, öylesine geçiştirilemeyecek kadar, ince bir sanattır.
Düş gördüğün sürece
kurtulmanın bir yolu bulunur. Paul AUSTER