19 Haziran 2013 Çarşamba

Komünist Manifesto mu, Öfke mi, Narsizm mi ?

Öfke, kalp atışında hızlanmaya, adrenalin düzeyinin yükselmesine, beyne giden oksijen oranının artmasına neden olur. İşte tam da bu sebeple, öfkeyi yönlendirebilenler için, bu işyerinde olumluluğa ve başarıya, özel hayatında ise sürekli mutluluğa neden olabilir. Peki ya aksi haller,  işte bu haller filozofların üstünde durduğu öfke kontrolü ve sebeplerini popüler bir konuma getirmiştir. Artık çoğu kurumsal işyerinde, öfkeyi stratejik olarak kontrol edebilen yöneticiler gözdedir. Kalifornia Üniversite’sinden Berkeley’in dediği gibi “Öfke duymak, hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştırır”
 Öfkeyi, kışkırtma sonucu insanların verdiği tepkiler olarak değerlendirdiğimizde ,  herkesin farklı tepkiler ile öfkesini göstermesi beklenecektir. Önemli olan neden, ne zaman öfkelendiğinizi, tam olarak tespit edebilmenizdir. Bu araştırmalar için İngiltere’de Öfke Birliği adı altında bir kurum oluşturulmuştur. “Tespitlere göre insanların öfkeleri doğrultusunda  birleştirici oldukları ve toplu eyleme geçtikleri görülmüştür. Mahatma Gandi, Nelson Mandela, ve Malcoml X öfkeyi can yakmak için değil, acıyı gidermek için kullandıklarından dolayı liderdiler. Tausch(Journal of Personality and Social Psycology)’ye göre”Protesto eylemlerinde görüldüğü gibi öfkenin ifadesi, sisteme karşı yöneltilmiş bir tehdit olarak değil, sağlıklı bir demokrasinin işareti olarak değerlendirilmelidir”. Alıntılar New Scientist 09 şubat 2013
 Narsizm  içinde bulunan insanın ise, öfkesini kontrol altında tutabilmesi imkansızdır. Aşırı düzeyde bir kibir, gerçeklikten uzak bir düş gücü ve başkalarını yoğun biçimde kıskanma olarak tanımlayabileceğimiz bu kişilik bozukluğu, öfke kontrolünü imkansız hale getirebilir.

 Yaşadığımız olaylar göz önüne alındığında, öfke kontrolünün ne kadar önemli olduğunu, tarih, bir kez daha ortaya sermiştir.  Uçurumdan yuvarlanmış bir kar topu misali, gittikçe büyüyen küçük kartopları düştükleri yerlere zarar verecek boyutlara gelmek üzere, giderek büyüyorlar. Aldıkları enerji  sınırsız bir öfkeden geliyor. Ancak görüldüğü üzere birleştirici ve çözümleyici bir odaktan gitgide uzaklaşılmaktadır. Uzaklaşan kıyıların tekrar bir araya gelebilmesi, yeni akıntılara ve rüzgarlara bağlıdır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder