24 Aralık 2020 Perşembe

Online kurslar,Tubitak Arşivi,Yok yok

 


*_ARŞİVLEYİN LÜTFEN  MÜKEMMMEL  BİLGİLER_*


1- Harvard Üniversitesi'nden sertifika alabileceğiniz 55 alanda ücretsiz online kurslar


https://t.co/1L8zKrlrIn


2- Türkiye'de yayınlanan ve yayınlanmış olan gazetelerin geçmişten günümüze tüm sayılarına ulaşabileceğiniz bir platform


https://t.co/Doz0MiMR3g


3- Tübitak'ın tüm yayın ve dergilerinin arşivi:


https://t.co/Ts07vP30xd


4- Milli kütüphane arşivindeki tüm taş plaklara ses dosyası olarak ulaşabileceğiniz bir platform


https://t.co/6d9xR1MEcX


5- Nasa'nın uzay ile ilgili keşiflerini ve fotoğraflarını bulabileceğiniz online arşivi


https://t.co/zhtxVeRFlK


6- Abd Meclis Kütüphanesi, 1800-2020 yılları arasında dünya üzerinde çekilmiş milyonlarca fotoğrafa ulaşabilirsiniz


https://t.co/TAnRGqCJNP


7- yüz binlerce resim, çizim, karikatür ve görseli konularına göre arayabileceğiniz büyük bir arşiv


https://t.co/aQkjrZcVfr


8- 1920-23 arası TBMM 1. Dönem gizli celse kayıtları:


https://t.co/ibbq2sLiOz


9- Servet-i Fünun dergisinin yayınlanmış tüm sayıları: 


https://t.co/g3oobfwnpY


10- İbb'ye ait Taksim kütüphanesindeki binlerce esere ücretsiz olarak ulaşıp, okuyabilirsiniz 


https://t.co/OHRr39Bm0V


11- Sultan 2. Abdulhamit'in fotoğraf arşivi


https://t.co/ErRooRF69B


12- Geçmişten bugüne çizilmiş tüm haritalara ulaşabileceğiniz bir arşiv


https://t.co/sSek4ilFMl


13- Birleşmiş Milletler bünyesinde yayınlanan tüm eserlere ulaşabileceğiniz bir arşiv


https://t.co/4ALBiAtYlG


14- Balkanlar'daki Osmanlı eserlerinin olduğu fotoğraf arşivi:


https://t.co/mFrHHkEAyL


15- Türkiye'deki tüm yer isimlerinin tarihi, eski adları ve değişimlerini inceleyebileceğiniz bir platform


https://t.co/mP2bGx5HLI


16- Çekilmiş tüm filmlerin çarpıcı sahnelerinin olduğu bir arşiv


https://t.co/dyoYVG7Xsa


17- New York Metropolitan Operası, her gün eski bir performansı ücretsiz olarak erişime açıyor


https://t.co/wZpSVbCOO2


18- Berlin Filarmoni Orkestrasının tüm konser kayıtları:


https://t.co/EbT7TVFqG2


19- Telifsiz film, kitap, makale, fotoğraf arşivi


https://t.co/A4kjVB8PPx


20- Antik Yunan, Mısır, Çin ve Asya üzerine yazılmış binlerce esere ulaşabileceğiniz bir platform


https://t.co/ukIhS1nM1G


21- Marmara Üniversitesi'ndeki nadide eserlere online olarak ulaşabileceğiniz platform 


https://t.co/2IXnhyxhBI


22-  Dünyanın her yerinden yüzlerce üniversitenin ortak çevrimiçi kütüphanesi:


https://t.co/aEBpyME6mC


23- Cambridge Üniversitesi'ne ait bine yakın ders kitabınına ulaşabileceğiniz bir platform:


https://t.co/UAd6lCYWGW


24- Her dilden birçok konuda makalelere, eserlere ulaşabileceğiniz dünyanın en büyük online kütüphanelerinden biri


https://t.co/eqwnmM8bLC


25- Telif süresi dolmuş tüm eserlere e- kitap olarak ulaşabileceğiniz bir site


https://t.co/NhKKR7tWvN


26- Türkiye'de 1950 öncesi çıkan sinema dergileri arşivi:


https://t.co/FuI2wk2GrK


27- Ücretsiz sesli kitap arşivi


https://t.co/93t8HhHgHT


28- ABD ulusal kütüphanesi


https://t.co/9vnDkfarwU


29- hem sesli hem yazılı olarak abd de gör2ülen tüm dava kayıtlarına erişilebiliyor... inanılmaz bir site 


https://t.co/WS9yqJR579


30-Tiyatro oyunları 


https://youtube.com/channel/UCRG8_W-H-Zpboim1qLkVJFw

22 Aralık 2020 Salı

HAYDİ TÜRK FİLMİNE

 

17 - 30 Aralık 2020

İstanbul Modern Sinema’nın, Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla, Türkiye sinemasından yepyeni filmleri bir araya getirdiği Biz de Varız! programı bu yıl dokuzuncu yaşını kutluyor. Çevrimiçi ve ücretsiz gerçekleşecek program son yılın merak uyandıran, festivallerden ödüllerle dönmesine karşın vizyonda hak ettiği yeri bulamamış filmlerden oluşuyor. Biz de Varız!’ın açılışını dünya prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali’nin Eleştirmenlerin Haftası’nda kazandığı ödülle dikkat çeken, Azra Deniz Okyay’ın ilk uzun metrajı Hayaletler yapıyor. Film, İstanbul’un genelinde yaşanan elektrik kesintisiyle daha da distopik hale gelen bir mahallede kendi dertlerinin peşinden giden dört karakterin kesişen hikâyesini takip ediyor. Hayaletler’in de “En İyi Film” dahil beş ödülle döndüğü bu yılki Altın Portakal Film Festivali’nde “Behlül Dal En İyi İlk Film Ödülü” alan Ferit Karol’un Kumbara’sı orta sınıf bir adamın kefil olduğu arkadaşından kalan borçla girdiği yeni hayat mücadelesini anlatıyor. Gösterilecek filmler arasında bir apartmanın çatısına dikilen televizyon anteninin yaydığı öldürücü güç üzerinden gerçeklik algısının manipüle edilişini gerilim-korku türünde işleyen Bina da yer alıyor. Biz de Varız! seçkisinin önemli bir bölümü bu yıl adından çok bahsedilen Maddenin Halleri, Mimaroğlu, Ah Gözel İstanbul, Miss Holokost Survivor gibi belgesellere ait.  

Gösterimlerin yanı sıra filmlerin yönetmen ve oyuncularıyla kısa söyleşiler gerçekleştirilecek. Söyleşiler, İstanbul Modern'in YouTube kanalında gerçekleşecektir. 

Filmler gösterim programında belirtilen tarih-saat aralıklarında yayında kalacaktır.

20 Aralık 2020 Pazar

Zoom Toplantısı


Passcode: insanAysun Güven is inviting you to a scheduled Zoom meeting.


Topic: Aysun Güven's Personal Meeting Room


Join Zoom Meeting

https://us04web.zoom.us/j/7123487536?pwd=ampuWjN6YlU4ckVueWlUWHMxc2NMdz09



Passcode: insan



16 Aralık 2020 Çarşamba

MASTERCHEF JUNİOR

 


Aborjinler  “Maddi nesnelerden ve ön yargılardan kurtulmak ''var olmaya'' doğru yapacağın yürüyüşün gerekli ve vazgeçilmez adımıdır” der.

Amma ve lakin biz bunu bırakın yumurcaklara anlatmayı….Yaşını başını almış, koskoca adamlara, kadınlara bile anlatamıyoruz.

Yakında televizyonda ekranı görmek için arkasına geçmek zorunda kalacağımız reklamlardan birinde bu ilan vardı.

Masterchef Junıor’lar aranıyor.

Ta ki yemek yapmayı zevk haline dönüştürmekten çok tanınmış olmayı kafaya takmış bebeleri görünceye kadar. Dünya ne menem bir yermiş ki dedim.

Bir çocuk yetiştirirken onun içine bu hırsı, yerleştirmek için nasıl bir çaba gösterilmiştir acaba ?

Yıllar önce yazdığım bir yazıydı.

Opportünist Çocuklar

Opportünist çocuklar yetiştirmeyin. Bunun da modası geçecek, demiştim o yazıda.

Belki on yıl olmuş ben bu yazıyı kaleme alalı.

Bırakın modasının geçmesini, almış başını gitmiş gidiyor.

En çok da kafama takılan, bu opportünist yetişen çocukların karşısına, insanı insan yapanın et ve kemik değil yüreği olduğunu öğrenen çocuklar çıktığında ne olacağıdır.

Varsın biri hakkını arasın, diğeri de hakkına razı olsun.

Ya da dişe diş göze göz kim ayakta kalırsa.

Sessizce çekilmek isteyen taraf belli diyorum içimden.

Hayal kırıkları, olur mu acaba kazanan taraf ta da olsan?

Kim ister ki kazanan da olsa,

Madalya da onun da ismi olsa,

Ekranlarda boy boy resim görünürken, tv nin haberlerindeki gibi bir anlık bir görüntü ile flulaşan hayatlardan olsa,

Ve…. Derken aklıma çikolata fabrikası geliyor.

Evet o bildiğiniz Charlie’nin Çikolata Fabrikası…

Ve ben naçizane size diyorum ki…

Şimdi salona gidin ve televizyonunuzu pencereden fırlatın…

Desem de bunu ciddiye almayın.

Ama kesinlikle opportünist çocuklar yetiştirmeyin.

10 Aralık 2020 Perşembe

TWİTTER ENLERİ 2020

 



2020 yılı hem Türkiye hem de dünya için bir hayli hareketli geçti. Corona virüsü, ABD seçimleri, George Floyd’un öldürülmesi ve daha pek çok konu Twitter gündeminde günlerce yer tuttu. Hem Türkiye’de hem de dünyada milyonlarca kullanıcısı bulunan Twitter, kullanıcıların bu zor yılda en çok konuştuğu konuları paylaştı. İşte Türkiye’de ve dünyada Twitter 2020 yılı en’leri!

2020 yılında Türkiye’de hakkında en çok tweet atılan yani Twitter’da en çok konuşulan isim Sağlık Bakanı Fahrettin Koca oldu. Twitter 2020 en çok konuşulan diğer isimler ise şöyle;

twitter 2020

2020 yılının en çok tweet atılan Hashtag’i ise #Survivor2020 oldu. Diğer popüler Hashtag’ler şu şekilde;

2020 yılının en çok konuşulan sporcuları ise şu şekilde;

Dünyada ise 2020’de hakkında en çok tweet atılan kişi ABD eski başkanı Donald Trump oldu.

Öte yandan globalde en çok kullanılan Hashtag ise BTS oldu;

Kaynak listlist


3 Aralık 2020 Perşembe

ERTELENEN İŞLERE GÜN DOĞDU

 

Bu yasaklar yok mu bu yasaklar…

Sürekli ertelediğiniz işleri yapmak size zor geliyordur.

Bunun üzülerek bir hastalık olduğunu söylemek durumundayım.

Ne olduğu hususunda anlaşamadığımıza eminim, çünkü sen nerden bilirsin deyip her şeyi bildiğimizi sandığımız çok durum var bunun gibi.

Peki neden? Yani neden hastalık?

Nereden başlayacağınızı bilemediğiniz için olabilir mi bir düşünün bakalım. Yüzde kaç sizce ?

Bu değil mi gerçektem? Geçtim o zaman.

Peki!!!! O zaman, zaman yetmiyor olabilir mi?

Sanki birazcık bu tuttu gibi kendimden bilirim. Ama yine de tam karşılığı değil.

Sizin biraz iteklenmeye ihtiyacınız var gibi. Evet evet. Böyle ufak ufak;

-Sen yaparsın modu size uyabilir.

Yoksa siz korkuyor musunuz işi layığı ile yapmaktan, aman acaba akrep miyiz yoksa oğlak mı ?

Tavsiyem, hiç yapılmamış ise bence daha kötü değil mi ?

Fikir sizin tabi!!!!

Bir de sonuçtan tırsıyor olabilir misiniz ?

Sanki mahalleyi fazla mı takıyoruz ne?

Artık bunların hiçbiri de değil diyorsanız da, ben işimi erteliyorum ama bu sebeplerin hiçbiri benim ertelememin sebebi değil diyorsanız, lütfen yorumlara bırakıverin de biz de bu yazımızı kuvvetlendirelim.

Asıl mevzuya döneyim o zaman.

Bu yasaklar var ya bu yasaklar. İşte bu yasaklar ertelenmiş işleri yapmanın bir yolu olabilir.

25 Kasım 2020 Çarşamba

ZORLU PSM ONLİNE

 



Bu mecradan size hep ücretsiz etkinliklerin adresini ve haberini verdik. Bu ücretsiz gibi nerdeyse yerinizi şimdiden ayırın derim ben.


Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas, oluşturdukları bu yeni çevrimiçi sahne ile ilgili şunları söylüyor:


“Mart ayı itibarıyla tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde gördük ki, iyi şartlarda, kaliteli bir şekilde sunulan kültür sanat içeriğinin ciddi bir takipçisi var. Bu süreçte online mecralardan yayınladığımız etkinlikler sayesinde 1,5 milyon izleyiciyle buluşmak bizi çok mutlu etti. Pandemi süreci öncesinde etkinliklerimizi daha geniş kitlelerle buluşturmak konusunda farklı projeler üzerinde çalışıyorduk. Değişen hayat koşulları bize bunu dijital ortamda deneyimleme fırsatı verdi. Zorlu PSM Online platformu aracılığıyla artık sahnelerimizde yer alan etkinlikleri ekranlara da taşıyor, en iyi etkinlikleri ev konforunda izleyiciyle buluşturuyoruz.”

Kasım ayı boyunca tüm biletler 10 TL ‘den satın alınabilecek.

Zorlu PSM’nin ilk hibrit konserleri şöyle;

16, 23, 30 Kasım; 7, 14, 21 Aralık – İbrahim Selim ile Bu Gece

4 Aralık – Vestel Gururla Yerli Konserleri: Dilek Türkan “Kadın Eli Değmiş Şarkılar” Konuk Sanatçılar: Demet Evgar, Selen Öztürk

8 Aralık 2020 – Vestel Gururla Yerli Konserleri: Sertab Erener

5 Aralık 2020 – BEDÜK – Turkcell Sahnesi

22 Aralık – Vestel Gururla Yerli Konserleri: Cenk Erdoğan Group Feat. Ceyl’an Ertem

10 Kasım 2020 Salı

KASIMPATI


 

Böyle bir lider nasıl anlatılabilir diye düşündüm. Ve size o özel günün en beğendiğim dış basın gazete başlıklarını derledim. Daha söze gerek var mı?

Doğanın bile selamladığı bir lider….

Alman basınından "Volkischer Beobachter"

"Atatürk Türkiye’yi tek düşman kalmaksızın bırakmıştır. Bu, zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır."

Avusturya basınından "Neue Freie Presse"

"Türk halkı, kurtarıcısını ve babasını kaybetti."

 Danimarka basınından "National Tidence"

"Atatürk, yirminci yüzyılın en büyük mucizesidir."

ABD basınından "Chicago Tribune"

"Dünya sahnesinden tarihin en dikkat çekici adamlarından biri geçti."

 İngiliz basınından "Daily Telgraph"

"Kadınlar başka hiçbir ülkede bu kadar hızla ilerlememişlerdir. Bir ulusun bu derece değişmesi, tarihte, gerçekten eşi olmayan bir olaydır."

 

 Fransız basınından "La Libre Belgique"

"Türkiye’nin uluslararası ünü, prestij ve otoritesi durmaksızın yükselmiştir. Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk’tür."

 Avusturya basınından "Neue Freie Presse"

"Büyük düşüncelerin adamı, bir devlet mimarıydı."

 Mısır basınından "El-Mısri"

"Atatürk’ün yaptıkları insanoğlunun kolay kolay yapabileceği şeylerden değildir. O, büsbütün başka bir insandı."

 İsviçre basını

"Atatürk, bir medeniyet kaynağı idi."

 Macar basınından "Rendelet"

"Yüzyılımızda, 'olmayacak hiçbir şey yoktur' şeklindeki tarihi gerçeği ispatlayan ilk adam olmuştur."

 İran basınından "Tahran"

"İslam dünyasının büyük insan yetiştirme gücünü yitirdiğini öne sürenler, Atatürk’ü hatırlamalı ve utanmalıdırlar."

"Atatürk’ün ölümü dolayısı ile Kraliyet Sarayı Şehinşâhi ve hükûmet bir ay resmî yas ilân etmiştir. Majeste Şehinşah, gömme töreninin sonuna kadar İran’da askerî ve resmî binalar üzerinde ve yabancı ülkelerdeki  İran temsilciliklerinde bayrakların yarıya indirilmesini emir buyurmuşlardır. Bu irade-i Şehinşahî bugün bütün gazetelerde ilân edilmiştir.”

 Portekiz basınından "Arriba"

"Atatürk, başı dumanlı doruklarda yüce bir dağ tepesidir. Siz ona yaklaştıkça o yükselir ve aranızdaki mesafe sonsuza değin aynı kalır. Devirlerinde büyük gözüken, zamanla küçülen benzerlerinden farkı budur ve böyle kalacaktır."

 Alman basınından "Börsen-Zeitung"

"Almanya, Atatürk’ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir."

 Fransız basınıdan "Paris-soir"

"Sırasıyla ihtilalci ve asi, sonradan muzaffer bir kumandan olan 'Türklerin babası'. Yeni Türkiye’yi yarattı, sultanları kovdu, kadınlara hürriyet verdi, fesi kaldırdı, ülkesinde radikal bir inkılap yaptı."

 Mısır basınından "Egyptian"

"Çağının, belki de tüm tarihin en olağanüstü kişilerinden biri."

 Çin basını

"Biz Çinliler, hepimiz bu mateme iştirak ediyoruz. Zira büyük bir milletin, çok sevilen büyük Ata’sının ölümü yalnız Türkiye için değil, aynı zamanda bizim kıtamızda ve bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmaktadır."

 Fransız basınından "Le Petit"

            "Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; onun 1930’da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir."

 Fransız basınından "L’Illustration"

"Tarih çok büyükler gördü. İskenderler’i, Napolyon’ları, Washington’ları gördü. Fakat yirminci yüzyılda büyüklük rekorunu Atatürk, bu Türk oğlu Türk kırdı."

 Alman basınından "Frankfurter Zeitung"

"Türk halkı, Mustafa Kemal’in ölümüyle, bugün sahip olduğu her şeye minnettar olduğu adamı kaybetti. Anadolu’nun millî bilincinden ve merkezinden doğan yeni dinamik devlet ve 'Boğazın hasta adamının' yerine içeride ve dışarıda istikrar kazanmış olan cumhuriyet onun eseridir. O, her yönüyle yeni bir Türkiye ortaya çıkardı."

 ABD basınından "The New York Times"

"Halk yas tutuyor. Askeri kahraman Atatürk devleşen bir devlet yarattı."

 Suriye basınından "Elifba"

"Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra milletinden bir taht istemedi. O, kelimenin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi. Hayatını milletinin mutluluğuna adadı, bu uğurda genç yaşta hayata gözlerini kapadı."

 İtalyan basınından "La Tribuna"

Atatürk’ün ölümü ile Yakın Doğu’nun gelişmesine birinci derecede etken olan son derece kuvvetli bir şahsiyet kaybolmuştur."


3 Kasım 2020 Salı

2020 BİTERKEN


 Merak etmeyin size koronavirüs vakalarının artmasına sebep olan altın günlerinden bahsetmeyeceğim.

Bu günlere sebep altından bahsedeceğiz. Dokuz yılın rekor seviyesine gelen altının dünya piyasalarında ons fiyatı 1.900 dolara dayandı.
Korono vakalarındaki artış sayısı Amerika’daki başkanlık seçimleri
İç siyasetteki belirsizlikler altının fiyatının yukarı yönlü olmasına neden oluyor.
Esnaf, corona süresi boyunca altının artmaya devam edeceğini söylerken, aslında zirveden alım yapılmaması gerektiğinin altını çiziyor.
3 Kasım da yapılacak ABD başkanlık seçimleri sonucu yapılan anketler çerçevesinde Biden kazanacak gibi görünüyor.
Eğer Trump, Florida ve Teksas’ta çoğunluk delegeyi alıp sürpriz yapmaz ise.
Eğer demokratlardan Biden seçilir ve Amerika’da teşvik  paketi çıkarsa kamu harcamaları artacaktır. Bu da doların yönünü belirler.
Yurt içinde ise faiz arttırmama isteği doları yukarı doğru itecektir.
Piyasa, altın ve dolar seyri için gerçek ekonomik ölçeklere göre hareket etmeme eğiliminde olsa bile şu anda gelebilecek en küçük hareketler bile belirleyici olma durumunda.
O yüzden geçen hafta açıklanan son enflasyon verisi önem kazanmaktadır.
İzmir’imize geçmiş olsun.
Depremde yakınlarını kaybeden acılı ailelere başsağlığı ve sabır, yaralananlara sağlık diliyorum
Umuyorum ki böyle felaketleri bir daha yaşamamak için elimizden geleni yaparız.

Bir deprem hikayesi yazdım, seslendirdim ve kanalımda  yayınladım. Amacım bir süre geçtikten sonra deprem ve acılarının unutulmasını önlemektir. Umarım bu amaca hizmet eder.

https://youtu.be/LscAoW9ah9k

1 Ekim 2020 Perşembe

YAKMA

Önümden hızla bir araba geçiyor. Arabanın içinden atılan içecek şişesi, benim biraz sonra ne kadar güzel diyeceğim ağaçların arasına dalıyor.

Aradan geçen günler, o şişeyi orada alevlendiriyor. Ve benim evim yanıyor.

Evet, ben bir sincabım. Bir gece gelsem ve sizin evinizi alevler içinde bıraksam ve hiçbir hazırlığınız olmasa, nereye kaçacağınızı bilemeseniz ne hissedersiniz?

Bilinçli olarak ya da insani hata ile ormana zarar verebilecek tek canlı varlık insan olduğu için sizi suçlamak zorundayım.

Keyif ve rehavetle eğlenip, sıra mangal kömürlerini söndürmeye geldiğinde, aynı zamanı harcamaktan çekinen yine sizsiniz.

Attığın izmaritin sönmüş olsa bile bana, ağaçlara ve ormandaki diğer canlılara verdiği zarar, senin ömrün boyunca vebalini ödeyemeyeceğin bir vicdan yarasıdır.

Sen çiftçi !! Artık geleneksel yöntemlerden vazgeç ve anız yakma. Anız yaktığın her sefer, ben ve arkadaşlarım sana lanet okuyoruz. Bilmiyor musun ki ? Orman ve ağaç senin de evin. Seraların, meyve bahçelerin de yanıyor. Ve uzun uzun yıllar boyu toprağından verim alamıyorsun.

Ah güzelim!! denizlerin ve ormanların yanına ev ve otel yapmak için bilinçli çıkarılan yangınlar, onlara söyleyecek söz bulmakta zorluk çekiyorum.

Peki bugün tarih 03.08.2030 u gösterse!!! Haberleri okuyoruz.

Son dakika…Muğla’nın Gökova beldesinde çıkan yangın,  bugün öğlen saatlerinde tekrar alevlendi. Korkulan oldu. Artık yanacak bir ağaç bile kalmadı.

Ben bir sincaptım, küçücük. Yanmadan önce. Artık bir kül ve duman bulutuyum. Senin kabuslarında uçuşması gereken.

2 Eylül 2020 Çarşamba

ENTELLEKTÜEL PARA


 Bir iktisatçı, olarak  kapitalizm belirsiz olduğunu kabul etmek zorundayım.

Neden ?

Yüzlerce değişken mevcut.

Sonuç  ?

Ve bu değişkenlerin istikrarını kimse garanti edemez.

Değişimin ana kaynağı kar ya da zarardır.

Yani yatırım ve tasarruf arasındaki dengedir.

Gelir arttığında tüketim artar.

Ancak tüketimin artış oranı, gelir artış oranından düşüktür.

O aradaki farkın ise tasarruf edilmesi gerekir.

İşte tam da bu yüzden toplum daha zenginleşirse, tüketim eğilimi değil tasarruf eğilimi aratacaktır.

Ve bütün bunların hepsi de, neye bağlı ?

ÜRETİM…..

Üretimi artırmak için ise yatırımı teşvik etmek, üretimi özendirmek gerekir.

Aman bu kadar karışık işlerle ne uğraşalım, diğer ülkelerden alalım gitsin, derseniz de

o zaman olanlar olur.

İthalat, bir ülkenin teknolojisine rağmen,  üretemediğini dışarıdan alırsa, bir zararı olmaz aksi takdirde tüketimi teşvik eder.

Öngörülü iktisatçı, Keynes, gerçek dünyanın rekabetçi ve serbest piyasa koşullarına uymadığını ileri sürerek, iktisadi çalışmaları yürüten insanların her zaman “rasyonel” hareket etmeyeceklerini vurgulamıştır.

Bu kadar ekonomi hatırlatmalarından sonra ülkelerin, tarım politikalarına sahip çıkıp, sermaye birikimlerini yatırıma yöneltme politikaları düzenleyip, olabildiğince dış ülkelere bağımlı olmaktan kurtulabilmesi gerekir. Bütün bunların yanında teknoloji harcamalarının en üst düzeyde tutulabilmesi için ar-ge araştırmalarına harcanan paraların önemli paylar tutması gerekir.

31 Mayıs 2020 Pazar

MİNİMALİST 2



Aşama bir; Varlığınızı bütünlediğini düşündüğünüz nesnelerin ne kadarından vazgeçebilirsiniz ?
Aşama iki; Vazgeçtiğinizi düşünürsek bu ne kadar sürer ?
Aşama üç; Her karar verdiğinizde uygulamayı hiç başlayamadığınız diyetler ya da sporlar gibi erteliyor musunuz ?
Hayatınızın içinde kendinizi büyüterek mi barınmak istiyorsunuz ya da eskilerin hatırladığı veresiye satan gibi eşyaların içinde güneşin doğmasını görmek için batmasını bekleyenlerden mi olacaksınız karar verin lütfen.
“Mini Boşluğa Karşı” yazımız 08.10.2019 tarihinde yayınlandığında Covid-19 şahsiyeti ile tanışma fırsatı bulamamıştık. Ve o zamanlar okurlarım bana “MİNİMALİZM”i verdiğim şıklar doğrultusunda nasıl uygulayacaklarını sorduklarında AVM’de video çekerek daha etkin olabileceğimi düşünmüştüm.
Gün döndü devran değişti. AVM’ler kapandı, açıldı.  Bir şeylerin değiştiğini görmek zamanıdır diye düşünüyorum.
Öncelikle AVM’lerin gezme mekanı değil sizi harcatmaya dönük mekanlar olduğunu kavramanız gerekmektedir.
Beyninizi kimin yönettiğine dair vermeniz gereken yanıtlardan bir kısmı bu bölüm ile ilgilidir.
Alışkanlıklarınız, reklam ve medya sektörü, sosyal medya, ilgi alanlarınız olduğunu söyleyeceksiniz. Ama bunların hiçbiri tek başına beyninize siz izin vermedikçe hüküm süremez. Akıl ve mantık süzgeçleri, hayatınızda bulunan tüm bu faktörleri bir bir filtreden geçirerek size bir algoritma sunar. Eğer siz bu algoritmayı çözmek yerine, doğrudan filtreden geçmeden çıkan önyargıları kullanırsanız aşağıdakileri yaparsınız;
-Yeni bir model çıktığı için
-Başka bir rengi olduğu için
-Moda olduğu için
-Başkasına daha çok yakıştığını gördüğünüz için
-Reklamlarındaki gibi görünmek istediğiniz için
-Asla başlayamadığınız yapmak istediklerinizi yapmaktan daha kolay olduğu için ve daha birçok sebep için.
Unutmayın alışveriş ihtiyaç dahilinde yapılan bir eylemdir.
Önceden ihtiyaçlarınızı belirlemek, sizin filtrelerinizden geçmeden kasaya gitme ihtimalinizi yüksek oranda düşürecektir.
Eve ekstra girmeyen her eşya, sizin doğaya kaçışınızı hızlandıracak.
Kendinize daha çok zaman harcadıkça, hayatınızdaki gereksizler listesi uzayacak.
Ve bu çember sonsuza dek sizin lehinize işleyecektir.

22 Mayıs 2020 Cuma

SON TANGO



İnsanın alışamadığı her şeye alışabildiğini test ettik. Hep beraber bundan bir sene önce Covid 19 gereği yapılan onca kısıtlamanın olabileceğini söyleseler herhalde inanmazdık. 

Ama yaşanılan çoğu şeyi kabullenmeyi öğrendik. Bu sağlığımız söz konusu olunca elbet bir yere kadar kabullenilir oluyor. Ancak gördüğümüz ama katlanmamız gereken kısmında yıpratılıyoruz sanki. 

Deforme edilen duygular, insanın çağlar boyu taşıdığı ve miras olarak aktarması gereken bir belleği zedeliyor. Sonra da sanki kendisi bunu yapmamış gibi nesil farkından bahsediyorlar. İnsanoğlunun kendini duruma uydurma yeteneği elbette yüzyıllardır onu besin zincirinin en üstünde tutmaya yetti. Ama Covid 19 ile bu durum sarsıldı.
 
İnsanı, savaşmaya yetmeyen bir varlık hâline dönüştürdü ki bu duruma da geriye doğru baktığınızda aslında besin zincirinin yine üstünde olmak için verdiği canhıraş çaba için düştü.

Savaş yıllarını incelediğinizde insanoğlu, yıkan ve ayakta kalmaya çalışan olarak yarıya bölündü. Şimdi ise yıkan taraf size seçim şansı bırakmıyor. Çünkü iki seçeneği de elinde bulunduruyor. Yıkan da kendisi ayakta tutan da. Sen sadece uzak durmaya çalışıyorsun.

Aslında yeni yeni sahip olduğunuz tüm duyguları bir araya getirdi. Bencillik ki bunu sadece sevdiklerinize değil dünyanın kendisine yaptınız yıllarca. Bananecilik ki siz bunu artık bırakın çevrenizdeki hayvanları ve ormanları kendi kendinize bile yapmaya başladınız.

Covid 19 ise sizi bununla yüzleştirdi.

Evlerinizde bir ayı aşkın bir süredir kalıyorsunuz. Bir deprem gibi aslında,
silinebilir, ama bir destan gibi de sürdürülebilir bir dünyanız olabilir.

Sanırım seçenekler aslında sonsuz gibi görünse de Covid 19, hayatın ölüme dönüşebildiğini bunun sadece yollarının seçeneklerle dolu olduğunu ama aslında bir tek  yolu olduğunu gösterdi. 

Umarım bir daha böyle yazılar yerine dünyanın ne kadar yaşanılabilir bir dünya olduğunu bize hatırlatan insanoğlunu yücelten yazılar yazma şansım olur.

Şimdi sizi dışarıya insanoğlunun yaratmaya gücünün yetmeyeceği ancak korumaya gücünü yetmesi gerektiğini anlamak için 

bir dakika nefesinizi tutup bir ağacı seyretmeye, 

bir dakika gözlerinizi kapatıp bir arının vızıltısını dinlemeye ve balkonunuzdaki küçücük saksının toprağını ıslattıktan sonra ki kokusunu içinize çekmeye davet ediyorum. 

Bu bir hareket, bir uyanış gibi olmalı ancak alelade bir hareket değildir.

MİNİMALİZM 2


Aşama bir; Varlığınızı bütünlediğini düşündüğünüz nesnelerin ne kadarından vazgeçebilirsiniz ?

Aşama iki; Vazgeçtiğinizi düşünürsek bu ne kadar sürer ?

Aşama üç; Her karar verdiğinizde uygulamayı hiç başlayamadığınız diyetler ya da sporlar gibi erteliyor musunuz ?

Hayatınızın içinde kendinizi büyüterek mi barınmak istiyorsunuz ya da eskilerin hatırladığı veresiye satan gibi eşyaların içinde güneşin doğmasını görmek için batmasını bekleyenlerden mi olacaksınız karar verin lütfen.

“Mini Boşluğa Karşı” yazımız 08.10.2019 tarihinde yayınlandığında Covid-19 şahsiyeti ile tanışma fırsatı bulamamıştık. Ve o zamanlar okurlarım bana “MİNİMALİZM”i verdiğim şıklar doğrultusunda nasıl uygulayacaklarını sorduklarında AVM’de video çekerek daha etkin olabileceğimi düşünmüştüm.

Gün döndü devran değişti. AVM’ler kapandı, açıldı.  Bir şeylerin değiştiğini görmek zamanıdır diye düşünüyorum.

Öncelikle AVM’lerin gezme mekanı değil sizi harcatmaya dönük mekanlar olduğunu kavramanız gerekmektedir.

Beyninizi kimin yönettiğine dair vermeniz gereken yanıtlardan bir kısmı bu bölüm ile ilgilidir.

Alışkanlıklarınız, reklam ve medya sektörü, sosyal medya, ilgi alanlarınız olduğunu söyleyeceksiniz. Ama bunların hiçbiri tek başına beyninize siz izin vermedikçe hüküm süremez. Akıl ve mantık süzgeçleri, hayatınızda bulunan tüm bu faktörleri bir bir filtreden geçirerek size bir algoritma sunar. Eğer siz bu algoritmayı çözmek yerine, doğrudan filtreden geçmeden çıkan önyargıları kullanırsanız aşağıdakileri yaparsınız;

-Yeni bir model çıktığı için

-Başka bir rengi olduğu için

-Moda olduğu için

-Başkasına daha çok yakıştığını gördüğünüz için

-Reklamlarındaki gibi görünmek istediğiniz için

-Asla başlayamadığınız yapmak istediklerinizi yapmaktan daha kolay olduğu için ve daha birçok sebep için.

Unutmayın alışveriş ihtiyaç dahilinde yapılan bir eylemdir.

Önceden ihtiyaçlarınızı belirlemek, sizin filtrelerinizden geçmeden kasaya gitme ihtimalinizi yüksek oranda düşürecektir.

Eve ekstra girmeyen her eşya, sizin doğaya kaçışınızı hızlandıracak.

Kendinize daha çok zaman harcadıkça, hayatınızdaki gereksizler listesi uzayacak.

Ve bu çember sonsuza dek sizin lehinize işleyecektir.