26 Nisan 2025 Cumartesi

SÖZÜMÜ KESME




Ne kadar çok şey biliyoruz ki karşı tarafın susmasını, ne diyeceğini bitirmeden, söz almadan çoğu zaman da yerli yersiz lafa atlıyoruz. Ekonomistlerden fazla paradan anlarken aynı zamanda o an konu rahatsızlığına geldiyse bir ara uzman doktor konuşabilir alaylı ya da sohbet çocuklara geldiyse bir eğitimci olarak konuşmasa olmaz o da ebeveyn sonuçta. Her şey konusunda fikrimizin olması eskiden entelektüel bilgi dağarcığı olarak kabul edilirdi. Ancak biraz işin dozunu kaçırdık sanırsam. İlaç önermeye kadar varan durumlar, yanlış nasihatler, her kişiye uygulanabilen tek taraflı tarifeler, tek gidişli biletlere dönmek üzere. İşin kötüsü bazen kimsenin birbirini dinlemediğini görüyorum. Eskilerin lafını hatırlamak gerek bilmeyen değil,öğrenmeyen ayıplanır. Bilmediğimizi söylemek elbette ayıp değil ancak sosyal medyada gördüğü ve okuduğu her şey hakkında uzman olduğumuz özgüveni ise gereksiz bir bilgiçlik gibi geliyor. Bir de özellikle kadınlarımızın bilgisizliğini kastederek erkeklerin anlayacağı bilgilermiş gibi kadınların konuşurken erkekler tarafından susturulması (mansplaining)içler acısı. Kısacası uzmanı bile sormadan konuşmazken; çünkü uzmanı bu iş için zaten para alıyor. Siz siz olun her duyduğunuza inanmayın diyeyim ben. Zira bizde bu özgüven oldukça ağzı olan konuşacak belli ki.

#anlamak#,#anlaşılma,#AİLE,#algı,#arayış,#aşk,#farkındalık,#çocuk,#gelecek,#hayal,#hayat,#çalışmak,#huzur,#insan,#kargaşa,#işyeri,#mutluluk,#özgürlük,


11 Nisan 2025 Cuma

BU ÜLKEDE GENÇ OLMAK





 BU ÜLKEDE GENÇ OLMAK


En azından üç dil bileceksin

En azından üç dilde

Canımın içi demesini

Canım ağzıma geldi demesini

Kırmızı gülün alı var demesini

Nerden ince ise ordan kopsun demesini

Atın ölümü arpadan olsun demesini

Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini

İnsanın insanı sömürmesi

Rezilliğin dik âlâsı demesini

Ne demesi be

gümbür gümbür gümbürdemesini becereceksin


En azından üç dil bileceksin

En azından üç dilde

Ana avrat dümdüz gideceksin

En azından üç dil

Çünkü sen ne tarih ne coğrafya

Ne şu ne busun

Oğlum mernuş

Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun ...

Bedri Rahmi Eyüboğlu


Türkiye'de erkek, kadın, ağaç, hayvan hatta tarihi yapı olmak bile zordur ama Türkiye'de genç olmak ayrı zordur. Devletin, toplumun, hemcinsinin, karşı cinsin, ailenin baskısı, tavrı, beklentisi, yetersizliği, zorbalığı, düşüncesizliği, duyarsızlığı bu zorluğun temel nedenleridir.


Başka kıtalardaki  yaşıtlarımız; "acaba hangi ülkeye tatile gitsek?" diye düşünürken, bizim, önce tatil için birkaç yıl çalışıp para biriktirmemiz sonra da vize almak için konsolosluğun kapısında nöbet tutmamız lazım.


Bir futbol maçı çıkışı rakip takım taraftarı tarafından vurulmadan, magandanın birinden sokak ortasında yumruk yemeden, şortumuz yüzünden bir sapık tarafından otobüste tekme yemeden, spor yaparken saldırıya uğramadan, otobüsten kaçırılmadan, bir sapık tarafından tacize-tecavüze uğramadan, trafikte maganda tarafından rahatsız edilmeden eve dönmek lüks bu ülkede.


Gencin zamanını iyi değerlendirebilmesi, çeşitli hobiler geliştirebilmesi, kültürel bilinç, spor ve sanat anlayışı geliştirebilmesi, eğlenmesi, yaratıcılığını açığa çıkarabilmesi, para kazanıp kariyer yapabilmesi için pek çok desteğe ihtiyacı vardır; ailevi destek, maddi-manevi destek, sosyal destek... bu destekler olmadığı gibi her yer köstek doludur.


İyi bir gelecek için, rahat bir yaşam sürmek için iyi bir eğitim almak isteyen Türk gencinin karşısına sürekli değişen, yetersiz eğitim sistemi, katkısı olmayan okullar, zor sınavlar çıkar.


3.8 milyona ulaşan işsizler ordusunun sürekli büyümesi her dört Türk gencinden birini işsiz bırakmakta. Özel sektörün acımasızlığı, kamuya girmenin zorluğu, torpilin yaygınlığı, gence kendini geliştirme fırsatı verilmemesi hiç yokmuş gibidir.




Erkeklerin, 500 bin yıllık ailesinin devamı için, kızların ise evde kalma dedikodusu yüzünden evlen baskısı görmesi.


Erkeklerin, zengin ve yakışıklı olmaması, kızların ise güzel ve çekici olmaması duygusal ilişkilerde geri planda olmaları demektir.


Erkeğin saçı, küpesi, babet çorabı, pantolon rengi, kızların ise eteği, taytı, makyajı sürekli eleştiri konusudur.


Türk genci, inanç ve cinsel kimlik konusunda da ne özgür ne de rahattır. Yargılamak, eleştirmek, dışlamak, hesap sormak üzere pusuya yatan ahlâk bekçileri vardır.


Gençler, kendi kararını veremeyen, özgüveni düşük, her alanda ailesine bağlı, yarım birey olarak yetiştirilir. bu durumun bedeli iş hayatına girince, evlenince fazlasıyla ödenir. 

Bir zamanlar Bedri Rahmi ve şimdi bir gencin ağzından....


#zeuskiz #genç #turkey #gelişim #future #beklenti #cuma,